Bu haftaki röportajımızı Soran Anne blog sayfasının yaratıcısı Çiğdem Özdemir ile gerçekleştirdik. Kendisine vakit ayırdığı için teşekkür eder, sizlere de keyifli okumalar dileriz…
1. Öncelikle sizi ve blog sayfanızı kısaca tanıyabilir miyiz?
14 yıllık özel sektör hayatından sonra oyuncak alanında girişimci olmuş 2 çocuk annesi bir blog yazarıyım.
www.sorananne.com benim ikinci bloğum. Daha önce indirim üzerine bir blog yazarken artık hayatımın yönüne göre bloğumda değişti.
2. Blog yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?
Yazmayı severim ama bu her zaman yazarım anlamına gelmesin.
Daha önce bazı portallarda da yazıyordum. Sonra bana ait bir bloğum olsun istedim.
Kendim olabildiğim.
3 yıldır blog yazıyorum. Tabi bunun kesintiye uğradığı zamanlarda oluyor. Çocuklarım 34 ve 2 aylık dersem yeterince iyi açıklamış olurum sanırım.
3. Blog sayfanızı ne sıklıkla güncelliyorsunuz? Katkıda bulunan başka yazarlar var mı?
Oğlum 2 aylık. Bu yaz dönemi biraz ay yazdım ama artık dönüş yaptım diyelim. Haftada ortalama 4-5 kere yazıyorum artık.
4. Bloggerlar aslında sanal dünyada önemli bir görev üstlenmiş durumdalar. Sıradan olmayan ve kendi deneyimleriyle şekillenen bir içerik üretiyorlar. Hatta bazı bloglar çeşitli konularda öneriler yahut deneyimlerin paylaşıldığı bir platform işlevi de görüyor. Siz kendi sayfanızda yayımlayacağınız yazı konularını nasıl belirliyorsunuz?
O kadar keskin çizgilerim yok. Bir gün çocuklarımla ilgili de yazabilirim bir haber bülteninde beni ağlatan haberi de. Ama temelde hep “tecrübe” var.
Ben tecrübelerin peşindeyim. Benim internet kelimesinden anladığım “insanların tecrübelere çabucak ulaşması”.
Eskiden bir elbiseyi bulabilmek için “giyin, evden çık, otobüs vs oraya git “kalmadı” buraya git “gelmesi” vs diye uğraşırdık.
Hayat daha az konu içeriyordu çünkü yavaştı.
Şimdi bir elbiseyi “nerede, kaça, hangi beden, en ucuz nerede vs” gibi arayıp bulmak dakikalar.
Kalan zamanda başka konuları hayatımıza kattı.
5. Siz hangi blogları takip ediyorsunuz?
Her alandaki blogları okumaya çalışıyorum. Moda, gezi, teknoloji, anne-baba vs. Tek aradığım gerçeklik. “fazlaca ben bilirim” olan blogları hemen eliyorum.
6. Blog yazmaya başlayacak anne/babalara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalılar? Nelere dikkat etmeliler?
Asla kalıplara sıkışmasınlar. Örnek alsınlar ama başkalarını taklit etmesinler. Mesela herkes her gün yazmak sorunda değil. Sadece blog adından “anne” kelimesi geçiyor diye hep annelik üzerine de yazmak zorunda değil.
Blog hem sizin hem de başkalarının.
Aynı anda pek çok sahibi olan tuhaf bir özgürlük aslında.
Bence ellerini klavyenin üstüne koyup ilk tuşa bassınlar.
Gerisi geliyor.
7. Blog sayfanız dışında başka mecraları da (Twitter, Facebook vb.) kullanıyor musunuz?
Twitter da: SoranAnne
Facebook da: Soran Anne ve sorananne.com
Pinterest de: Soran Anne olarak varım.
Bunlar yeterli bence. Daha fazlası için insanın kendi hayatından başka şeyleri çıkarırsa ancak zaman bulabileceğine inanıyorum.
8. Online alışveriş hakkında düşünceleriniz nedir? Çocuğunuz/çocuklarınız için online alışveriş yapıyor musunuz?
Ah işte en sevdiğim konu. Kesinlikle evet. Çok olumlu buluyorum. Artık hayat çok zor. Trafik, zaman, hava şartları, sosyal konum, ailevi görevler. Liste uzuyor da uzuyor. Hayatı kolaylaştırmak lazım.
Bu noktada hem maddi hem de manevi olarak online alışveriş bizler için müthiş bir keşif.
İşini doğru yapan firmaları bulduktan sonra gönül rahatlığı ile alışveriş yapıyorum.
9. Bir bebek sözlüğü derlemek istiyoruz. Çocuk/çocuklarınızın herhangi bir nesne için kullandıkları kendilerine özgü kelimeler var mıdır? Örneğin benim kızım domatese uzun süre monino dedi.
Hazır mısınız yazıyorum: “ısmartalı : ispirtolu (kalem)” icad eden: elif
10. Son olarak KidoMani takipçileriyle çocuk yetiştirmeye dair eğlenceli bir anınızı paylaşabilir misiniz?
Bunun cevabı “çocuk yetiştirmek sonsuz deniz, aslında denizdeki damlalar kadar bizde de eğlenceli anı var”dır.
Ben kuzularımı hayatın içine katarak yetiştirmekten yanayım.
Anı anlatmak yerine sizinle bir fotoğrafımızı paylamak istiyorum: