Blogger Röportajları – 4 (Çiğdem Özdemir – Soran Anne)

sa-blog

Bu haftaki röportajımızı Soran Anne blog sayfasının yaratıcısı Çiğdem Özdemir ile gerçekleştirdik. Kendisine vakit ayırdığı için teşekkür eder, sizlere de keyifli okumalar dileriz…

1. Öncelikle sizi ve blog sayfanızı kısaca tanıyabilir miyiz?

14 yıllık özel sektör hayatından sonra oyuncak alanında girişimci olmuş 2 çocuk annesi bir blog yazarıyım.

www.sorananne.com benim ikinci bloğum. Daha önce indirim üzerine bir blog yazarken artık hayatımın yönüne göre bloğumda değişti.

2. Blog yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

Yazmayı severim ama bu her zaman yazarım anlamına gelmesin.

Daha önce bazı portallarda da yazıyordum. Sonra bana ait bir bloğum olsun istedim.

Kendim olabildiğim.

3 yıldır blog yazıyorum. Tabi bunun kesintiye uğradığı zamanlarda oluyor. Çocuklarım 34 ve 2 aylık dersem yeterince iyi açıklamış olurum sanırım.

3. Blog sayfanızı ne sıklıkla güncelliyorsunuz? Katkıda bulunan başka yazarlar var mı?

Oğlum 2 aylık. Bu yaz dönemi biraz ay yazdım ama artık dönüş yaptım diyelim. Haftada ortalama 4-5 kere yazıyorum artık.

4. Bloggerlar aslında sanal dünyada önemli bir görev üstlenmiş durumdalar. Sıradan olmayan ve kendi deneyimleriyle şekillenen bir içerik üretiyorlar. Hatta bazı bloglar çeşitli konularda öneriler yahut deneyimlerin paylaşıldığı bir platform işlevi de görüyor. Siz kendi sayfanızda yayımlayacağınız yazı konularını nasıl belirliyorsunuz?

O kadar keskin çizgilerim yok. Bir gün çocuklarımla ilgili de yazabilirim bir haber bülteninde beni ağlatan haberi de. Ama temelde hep “tecrübe” var.

Ben tecrübelerin peşindeyim. Benim internet kelimesinden anladığım “insanların tecrübelere çabucak ulaşması”.

Eskiden bir elbiseyi bulabilmek için “giyin, evden çık, otobüs vs oraya git “kalmadı” buraya git “gelmesi” vs diye uğraşırdık.

Hayat daha az konu içeriyordu çünkü yavaştı.

Şimdi bir elbiseyi “nerede, kaça, hangi beden, en ucuz nerede vs” gibi arayıp bulmak dakikalar.

Kalan zamanda başka konuları hayatımıza kattı.

5. Siz hangi blogları takip ediyorsunuz?

Her alandaki blogları okumaya çalışıyorum. Moda, gezi, teknoloji, anne-baba vs. Tek aradığım gerçeklik. “fazlaca ben bilirim” olan blogları hemen eliyorum.

6. Blog yazmaya başlayacak anne/babalara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalılar? Nelere dikkat etmeliler?

Asla kalıplara sıkışmasınlar. Örnek alsınlar ama başkalarını taklit etmesinler. Mesela herkes her gün yazmak sorunda değil. Sadece blog adından “anne” kelimesi geçiyor diye hep annelik üzerine de yazmak zorunda değil.

Blog hem sizin hem de başkalarının.

Aynı anda pek çok sahibi olan tuhaf bir özgürlük aslında.

Bence ellerini klavyenin üstüne koyup ilk tuşa bassınlar.

Gerisi geliyor.

7. Blog sayfanız dışında başka mecraları da (Twitter, Facebook vb.) kullanıyor musunuz?

Twitter da: SoranAnne

Facebook da: Soran Anne ve sorananne.com

Pinterest de: Soran Anne olarak varım.

Bunlar yeterli bence. Daha fazlası için insanın kendi hayatından başka şeyleri çıkarırsa ancak zaman bulabileceğine inanıyorum.

8. Online alışveriş hakkında düşünceleriniz nedir? Çocuğunuz/çocuklarınız için online alışveriş yapıyor musunuz?

Ah işte en sevdiğim konu. Kesinlikle evet. Çok olumlu buluyorum. Artık hayat çok zor. Trafik, zaman, hava şartları, sosyal konum, ailevi görevler. Liste uzuyor da uzuyor. Hayatı kolaylaştırmak lazım.

Bu noktada hem maddi hem de manevi olarak online alışveriş bizler için müthiş bir keşif.

İşini doğru yapan firmaları bulduktan sonra gönül rahatlığı ile alışveriş yapıyorum.

9. Bir bebek sözlüğü derlemek istiyoruz. Çocuk/çocuklarınızın herhangi bir nesne için kullandıkları kendilerine özgü kelimeler var mıdır? Örneğin benim kızım domatese uzun süre monino dedi.

Hazır mısınız yazıyorum: “ısmartalı : ispirtolu (kalem)” icad eden: elif

10. Son olarak KidoMani takipçileriyle çocuk yetiştirmeye dair eğlenceli bir anınızı paylaşabilir misiniz?

Bunun cevabı “çocuk yetiştirmek sonsuz deniz, aslında denizdeki damlalar kadar bizde de eğlenceli anı var”dır.

Ben kuzularımı hayatın içine katarak yetiştirmekten yanayım.

Anı anlatmak yerine sizinle bir fotoğrafımızı paylamak istiyorum:

sa-oklava

Blogger Röportajları – 3 (Banu Özkan Tozluyurt)

banunun dunyasi

Yeni yılın ilk röportajını çok okuyup çok yazan; yazılarını önce Banu’nun Dünyası başlıklı blog sayfasında toplayıp ardından iki de kitap yayımlayan Banu Özkan Tozluyurt ile gerçekleştirdik.

Keyifli okumalar…

  1. Öncelikle sizi ve blog sayfanızı kısaca tanıyabilir miyiz?

Merhabalar. İktisat Fakültesinde okudum ama sayılarla aram hiç iyi olmadı. Konuşmayı, insanlarla iletişim kurmayı çok seviyordum, yönetim danışmanı ve eğitimci oldum, BT Danışmanlık adlı şirketimde çok sayıda şirkete eğitim verip danışmanlık yapıyorum. Dinlemeyi çok seviyordum, kişisel gelişim uzmanı  ve yaşam koçu oldum. Ama en çok yazmayı seviyordum, önce 2005 yılında blogger oldum; seyahate, yemeğe, hobiye, çocuğa kısacası yaşama dair her şeyi yazıyorum, www.banunundunyasi.com da. Sonra  ‘HAYAT ÇOCUKLA GÜZEL’ adlı kitabımı yazdım, kızımla beraber yaptığımız aktiviteleri hikaye şeklinde anlatan. Kolektif kitap olarak üç arkadaşımla hazırladığımız “imza:kızın” benim ikinci kitabım.Şu an çok yeni.  STET Sınır Tanımayan Ebeveynler Topluluğu Derneği yönetimindeyim. Sosyal medya meraklısı,çok okuyan çok yazan çok konuşan ama en çok da dinleyen bir anneyim. Ailem en kıymetlilerim.

  2. Blog yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

2005 yılında Almanya’da bir seyahatteydim. Orada bilgisayar karıştırırken bloglar hakkında yazılar okudum ve hemen o gün o dakika orada kendime bir blog açtım. Öyle herhangi bir konu düşünmedim blogu açarken, kendimi yazacaktım. Önce adını LACİVERT koydum, o an orada ilk gözüme çarpan renkti, sırf bu nedenden dolayı. 2012 Mart ayına kadar bu isimle ve blogspot altında yazdım yazılarımı. Marttan itibaren yedi yılımı  “Banu’nun Dünyası” ‘na taşıdım. Yani yedi yılım bitiyor blog camiasında. Şu an gezi, kişisel gelişim, anne çocuk, yemek, sosyal sorumluluk yani kısaca yaşama dair herşeye ucundan dokunuyorum.

3. Blog sayfanızı ne sıklıkla güncelliyorsunuz? Katkıda bulunan başka yazarlar var mı?

Her gün yazmaya çalışıyorum ama en fazla üç gün ara veriyorum. Süreklilik açısından blogu sık sık güncellemek gerek yoksa okuyucu sizi unutuyor. Katkıda bulunan yazarlar diye ayrı bir bölümüm yok ama yazılarını beğendiğim arkadaşlarımdan izin alarak link verebiliyor ya da direk yazıyı koyabiliyorum.

4. Bloggerlar aslında sanal dünyada önemli bir görev üstlenmiş durumdalar. Sıradan olmayan ve kendi deneyimleriyle şekillenen bir içerik üretiyorlar. Hatta bazı bloglar çeşitli konularda öneriler yahut deneyimlerin paylaşıldığı bir platform işlevi de görüyor. Siz kendi sayfanızda yayımlayacağınız yazı konularını nasıl belirliyorsunuz? 

Kendi deneyimlerini yazmak güzel de bazen bloglar arasında bilgi kirliliği de olabiliyor. Blog yazarı bence deneyimini yazarken, bunun kendi yaşadıkları olduğunu, başka kimseleri bağlamayacağını, bir ürün önerirken bunu tek doğru şeklinde önermemeye dikkat etmeli. Özellikle anne çocuk bloglarında çok karşılaşıyoruz, ilaç önerisi, mama önerisi veren yazarlar var. Her ilaç her çocuğa iyi gelmediği gibi, tam tersi çok ters etkiler de yaratabilir. Yani aslında blog yazarken fayda sağlamak amaçlı davranıp çok büyük zararlar ortaya çıkarabiliriz, buna çok dikkat etmek gerek. Ben yazılarımda genellikle başıma gelen olayların bende yarattığı sonucu, duyguyu anlatan konular seçmeye özen gösteriyorum.

5. Siz hangi blogları takip ediyorsunuz?

İsim verirsem şimdi unuttuğum arkadaşlar olabilir, kırabilirim onları  o yüzden çok detaya girmeyim ama gezi blogları, güncel hayattan bahseden bloglar, ara sıra yemek blogları takip ettiklerim. Bunun dışında, blog yazarı o kadar çok arkadaşım var ki, ilgi alanıma girmese bile  onların düşüncelerini, yazılarını okumak bana keyif veriyor.

6. Blog yazmaya başlayacak anne/babalara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalılar? Nelere dikkat etmeliler?

Çok okunan bazı blogları takip edip onlardan feyz alabilirler. Yanlış anlaşılmasın onların yaptıklarını yapsınlar demiyorum ama onların yazı güncellemeleri, konulara bakış açıları, kullandıkları dil, sayfa düzeni gibi pek çok konuda fikir edinebilirler. Benim gibi bir çok konuda yazabilirler ya da belli bir konu üzerinde yoğunlaşabilirler ama en önemli konu bence şu; tek doğru yok bu hayatta. Kullandıkları dilde buna dikkat etsinler derim. Bir de son zamanlarda bloglar biraz reklam sayfalarına döndü. Tabii ki beğendiğimiz bir ürünü tanıtabiliriz ama yazı girmeyip sırf bu tanıtımlara yer verirlerse bir süre sonra blogu sıkıcı olacaktır. Blogger toplantıları oluyor artık belirli aralıklarla, onlara katılıp değişik konularda yazan bloggerlarla tanışmaları da faydalı olacaktır.

7. Blog sayfanız dışında başka mecraları da (Twitter, Facebook vb.) kullanıyor musunuz?

Evet, twitter, facebook ve çok kullanmasam da pinterest üyeliğim var. Twitterda çok vakit geçirdiğim de doğrudur 🙂

Twitter/banuduru

Facebook/Banu Özkan Tozluyurt

Pinterest/banuduru

8. Online alışveriş hakkında düşünceleriniz nedir? Çocuğunuz/çocuklarınız için online alışveriş yapıyor musunuz?

Evet online alışveriş sitelerini kullanıyorum. Özellikle kızım için çok kaliteli ürünleri uygun fiyatlara alabiliyorum. Tabii zaman zaman geç kaldığım için ürünlerden kalmıyor bunu da çok sık yaşıyorum, o yüzden online alışveriş sitelerinin stoklarını biraz daha iyi ayarlamaları gerektiğini düşünüyorum.

9. Bir bebek sözlüğü derlemek istiyoruz. Çocuk/çocuklarınızın herhangi bir nesne için kullandıkları kendilerine özgü kelimeler var mıdır? Örneğin benim kızım domatese uzun süre monino dedi.

Kızım şu an sekiz yaşında, bu kelimeler bize biraz uzak kaldı ama küçükken “öttebe” diye bir kelimeyi çok kullanırdı. Çok anlamıyorduk ama genelde çok mutlu olduğu anlardan sonra zikrederdi bu kelimeyi. Bir de uzun süre üçüncü kata, katıncı üç dedi.

10. Son olarak KidoMani takipçileriyle çocuk yetiştirmeye dair eğlenceli bir anınızı paylaşabilir misiniz?

Benim anım değil ama babamın yanı Duru’nun dedesinin bir anısı var. Ben iş seyahati nedeniyle kızımı anneannesine bıraktığım bir gün, Duru onlarla parka gitmiş. Eh emanet çocuk ya,  ne yapsa peşindeler. Kapalı tünel şeklindeki kaydırağa binmek istemiş bizimki. İlk defa onlarla bu parka gittiğinden babam tek bırakmaya cesaret edememiş ve birlikte kaymaya karar vermiş. Önüne Duru’yu almış ve girmişler tünele, eh tabi Duru hemen kayıp çıkmış. Tünelin ucunda bekleyen annem beklemiş beklemiş babam yok, dede tünele sıkışıp kalmış 🙂

BANU_OZKAN_-_DURU_TOZLUYURT_(1)[1] duru

Blogger Röportajları – 2 (Perihan Gürer)

periayda-renk-2-yazı-tipi-son-hali

 

Bu haftaki röportajımız blogger Perihan Gürer ile. Keyifli okumalar dileriz…

1. Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben Perihan Gürer, Peri Ayda adında 2,5 yaşında bir kızım, Peri Ayda adında bir bebek markam, ikiperimasali.blogspot.com adında da bir blogum var. Aynı zamanda uykusuzanneler.com sitesinin kurucularındanım.

 2. Blog yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

Kızıma hamileyken başladım. Domuz gribi salgını vardı ve ben aşı yaptırsam mı yaptırmasam mı diye araştırırken Blogcu Anne’nin bloguna rastladım. Onun blogunu çok sevdim. Daha sonra yurtdışında bazı blogları takip etmeye başladım. Blog yazmaya hem kızım ve kendimle ilgili hem de hayal ettiğim işimle ilgili notlarımı yazmak üzere karar verdim ve hamileyken açtım.

 3. Blog sayfanızı ne sıklıkla güncelliyorsunuz? Katkıda bulunan başka yazarlar var mı?

Ortalama olarak haftada 1 yazıyorum diyebilirim. Başka yazarlar yok.

4. Bloggerlar aslında sanal dünyada önemli bir görev üstlenmiş durumdalar. Sıradan olmayan ve kendi deneyimleriyle şekillenen bir içerik üretiyorlar. Hatta bazı bloglar çeşitli konularda öneriler yahut deneyimlerin paylaşıldığı bir platform işlevi de görüyor. Siz kendi sayfanızda yayımlayacağınız yazı konularını nasıl belirliyorsunuz?

Tamamen yaşadıklarım ve hissettiklerime göre belirliyorum, içimden nasıl gelirse, ne gelirse onu yazıyorum.

5. Siz hangi blogları takip ediyorsunuz?

Bir sürü arkadaşım var takip ettiğim, kimseyi atlamak istemem o yüzden yazmayayım.

6. Blog yazmaya başlayacak anne/babalara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalılar? Nelere dikkat etmeliler?

Böyle bir tavsiyede bulunmak bana garip geliyor, blog çok kişiye özeldir ve kimseye öyle yazmalısın, böyle yapmalısın demenin doğru olmayacağını düşünüyorum. Tek önerim özgün olsunlar, taklitler hemen fark edilir J

7. Blog sayfanız dışında başka mecraları da (Twitter, Facebook vb.) kullanıyor musunuz?

Evet facebook, twitter ve instagram kullanıyorum

8. Online alışveriş hakkında düşünceleriniz nedir? Çocuğunuz/çocuklarınız için online alışveriş yapıyor musunuz?

Evet yapıyorum, yerimden kalkmadan alışveriş yapabildiğim için çok seviyorum, anne olduktan sonra gezerek alışveriş yapmak beni çok zorluyordu. Oysa şimdi beğendiğim her şeyi evime getirtebiliyorum. Deneyip olmazsa iade edebiliyorum. Bu çok pratik bence.

9. Bir bebek sözlüğü derlemek istiyoruz. Çocuk/çocuklarınızın herhangi bir nesne için kullandıkları kendilerine özgü kelimeler var mıdır? Örneğin benim kızım domatese uzun süre monino dedi.

Bugünlerde kızımın kullandığı en komik laflar:

Kaptan kilot, postes ve de kuvalet J

10. Son olarak KidoMani takipçileriyle çocuk yetiştirmeye dair eğlenceli bir anınızı paylaşabilir misiniz?

Çok düşündüm ama şu anda aklıma gelmiyor, her günümüz bir macera desem 🙂

,Ayda-74_Perihan Gürer

Blogger Röportajları – 1 (Bebek Büyütüyorum)

KidoMani ekibi olarak blog paylaşımlarına çok önem veriyoruz. Kendi blog sayfamızda değineceğimiz konuları titizlikle belirleyip farklı uzman görüşleri almaya çalışırken bir yandan da ilgimizi çeken, bizi bilgilendiren ve keyifli bir okuma deneyimi sunan blog sayfalarını da takip etmeye gayret gösteriyoruz. Bu bağlamda beğeniyle takip ettiğimiz blog sayfalarının sahipleriyle gerçekleştireceğimiz bir röportaj dizisi başlatıyoruz.

Paylaştıkları her yeni yazıyla en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızı yetiştirirken yaşadığımız keyifli, sıkıntılı, neşeli an ve anıların paylaştıkça daha da değer kazandığını; kimimiz için sıradan olan bir bilginin bir başkası için ufuk açıcı olabileceğini hatırlatan blog sahiplerine bir kez daha teşekkür ediyor ve sizlere keyifli okumalar diliyoruz.

İşte ilk röportajımız…

 1. Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Adım Gamze Erkal. Bebek Büyütüyorum adlı bloğun sahibiyim. Bandırma’da yaşıyorum. Şuanda dijital pazarlama ve sosyal medya işinde çalışmaktayım. 8,5 yıllık evliyim ve biri 2,5 diğeri 6 olmak üzere 2 çocuk sahibiyim.

 2. Blog yazmaya nasıl ve ne zaman başladınız?

Blog yazmaya eşimin ve abisinin tavsiyeleri ve motivasyonu sayesinde 2006 yılının Aralık ayında başladım. Yazmaya başladığımda Elif’e hamileydim ve artık doğuma az bir zaman kalmıştı. O zaman ailemden ve sevdiklerimden çok uzakta yaşıyordum. Bloğu kurarkenki amacım tüm sevenlerimin Elif’in gelişimini blog üzerinden takip etmesini sağlamaktı. Sonra başka başka ziyaretçilerim olmaya başladı ve onlardan yorumlar almaya başladım. Bu da beni çok motive etti ve daha sık yazmaya başladım.

 3. Blog sayfanızı ne sıklıkla güncelliyorsunuz? Katkıda bulunan başka yazarlar var mı?

Kişisel bir blog olduğu için sadece ben yazıyorum. Güncelleme sıklığım biraz işlerden güçlerden ve çocuklardan vakit bulmama bağlı olarak değişiyor. Bazen haftada iki üç yazı yazarken bazen birkaç hafta yazamadığım da oluyor.

 4. Bloggerlar aslında sanal dünyada önemli bir görev üstlenmiş durumdalar. Sıradan olmayan ve kendi deneyimleriyle şekillenen bir içerik üretiyorlar. Hatta bazı bloglar çeşitli konularda öneriler yahut deneyimlerin paylaşıldığı bir platform işlevi de görüyor. Siz kendi sayfanızda yayımlayacağınız yazı konularını nasıl belirliyorsunuz?

Yazılarım ilk başlarda daha çok bebeğimin gelişimi ile ilgiliydi. Bu hafta ne yaptı, ne dedi, ne yedi gibi. Sonrasında deneyim kazandıkça deneyimlerimi paylaşmaya başladım. Tavsiyelerde bulunuyorum zaman zaman. Şimdi çocuklarım büyüdüğü için daha çok paylaşmaya değer bulduğum iyi ve kötü deneyimlerimizi anlatıyorum.

5. Siz hangi blogları takip ediyorsunuz?

İşim gereği birçok farklı konuda bloğu takip ediyorum. Kişisel olarak beğendiğim çocuklarımızın da yaşlarının tuttuğu bazı bloglar var. Onlara özel olarak vakit ayırıyorum. Blogcu anne, pratik anne, aylin anne, bunlardan sadece bazıları. Aslında o kadar çok blog var ki okumaya değer…

 6. Blog yazmaya başlayacak anne/babalara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalılar? Nelere dikkat etmeliler?

Önce iyi bir tema seçilmeli. Tema seçimi ziyaretçilerin gezinmesi ve beğenmesi açısından çok önemli. Görsel koyulan blogların daha ilgi çektiğini düşünüyorum. O nedenle her yazıya çok fazla değil ama birkaç tane görsel koyulmalı. Sık sık yazmalılar ve yazıları muhakkak ki özgün olmalı. Yaratıcı fikirler ve sosyal bilinçlendirme konuları çok ilgi çekiyor. Bir de bloglarının facebook sayfalarını açıp takipçi sayılarını arttırabilirler. Bloglarına muhakkak sosyal paylaşım butonları koysunlar.

7. Blog sayfanız dışında başka mecraları da (Twitter, Facebook vb.) kullanıyor musunuz?

Evet sosyal medyayı etkin olarak kullanan biriyim ama daha çok kişisel olarak kullanıyorum. Bebek Büyütüyorum’un facebook hesabını açmadım.

8. Online alışveriş hakkında düşünceleriniz nedir? Çocuğunuz/çocuklarınız için online alışveriş yapıyor musunuz?

Online alışverişin özellikle son dönemde ortaya çıkan birçok özel alışveriş kulüpleri sayesinde çok hızlı bir şekilde arttığını düşünüyorum. Her ürüne her yerden ulaşabilme imkanı çok güzel bence. Ben Bandırma’da yaşayan biri olarak ilçemizde birçok markaya ya da özellikli bazı ürünlere ulaşma imkanım yok. O nedenle online alışverişi çok uzun zamandır tercih ediyorum. Zaten online alışveriş ihtiyacım Diyarbakır’da yaşarken o zaman daha bebek olan kızımın birçok ihtiyacını karşılamak üzere başladım. Şuanda daha çok onlara kıyafet alıyorum. Bazen burada bulamadığım oyuncakları da aldığım oluyor.

 9. Bir bebek sözlüğü derlemek istiyoruz. Çocuk/çocuklarınızın herhangi bir nesne için kullandıkları kendilerine özgü kelimeler var mıdır? Örneğin benim kızım domatese uzun süre monino dedi.

Benim oğlum da uzun süre gemi gibi denizde giden her şeye “doydoy” derdi. Arabaya “fuççu” diyor hala. Kaplumbağa da “kapakob”… Suya ise “çiççi” dedi uzun süre. Aklıma şimdilik bunlar geldi.

10. Son olarak KidoMani takipçileriyle çocuk yetiştirmeye dair eğlenceli bir anınızı paylaşabilir misiniz?

İki çocuklu bir anne olarak aslında onlarla geçen her anım zor olduğu kadar eğlenceli de. Onların paylaşımlarını görmek, beraber oyun oynamalarını izlemek, zaman zaman kavgalarını izlemek bile çok eğlenceli. Emre daha küçükken zaman zaman aklım öyle karışırdı ki…Birgün dışarı çıkacağız, Emre daha yeni ayaklanmış kapının önünde telaşe içindeyim. Yalnızım. Bir yandan Elif’i bir yandan da Emre’yi giydirmem gerekiyor. Emre’nin fermuarını çektikten sonra bir de baktım ki ona Elif’in pembe paltosunu giydirmişim. O da, Elif de bana garip garip bakıyor. Buna benzer karışıklıkları o dönem ara ara yaşardım ve kendime gülerdim.

Gamze Hanım’a bir kez daha çok teşekkür ediyor, kızı ve oğluyla bir resmini aşağıda paylaşıyoruz: